30 Aralık 2013 Pazartesi


OSMANLI'DA MODA

Genel çerçevede Osmanlı tarihinde moda sadece o zamanın ressamlarının minyatürlerinden öğrenilmektedir. Osmanlı giyim kültürünün temelleri 2000 yılından eskiye Orta Asya giyim kültürüne dayanmaktadır. O zamandan Osmanlı tarihine kadar aynı kesimler ve aynı modeller değiştirilerek kullanılmıştır.
Moda şimdi de olduğu gibi zarafeti ihtişamı ve kişiliği temsil eder. Osmanlı döneminde de saray ihtişamı giyim kuşam ile bağdaştırılırdı.



İç elbiseler saten ve altın işlemeli brokar kumaştan, önü açık ilik ve düğmeli yapılmıştır.Elbiselerin kolları bileklerde daralmaktadır. Belin altından beli sıkmadan bağlanan, üzeri işlemeli kadife, saten deri veya kaşmirden yapılmış kuşak kullanılır.

Ayrıca günümüzde de Topkapı sarayında sergilenen kaftanlar hem kadınlar hem de erkekler tarafından sıklıkla kullanılan ve modayı belirleyen ürünlerdir.

23 Aralık 2013 Pazartesi

Hangisi sizin renginiz?

Renkler hiç şüphesiz hayatın vazgeçilmezlerinden biridir. Renklerin hayatımıza renk katmalarının dışında 

anlamları da büyük öneme sahiptir.Örneğin kırmızı sıcak bir renktir ve nabzı yükseltirken, mavi soğuk bir renktir 

ve size ferahlık verir. 


Beyaz renge boyanmış bir oda diğer renklere boyandığından 

daha geniş görünebilir.Yani renklerin insan psikolojisine ve 

algısına etkileri de vardır.










·         Beyaz: Saflığı, temizliği ve istikrarı ifade eder.
·         Siyah: Gücü, tutkuyu ve çoğu ülkede matemi temsil eder.
·         Mavi: Sonsuzluğu ve özgürlüğü ifade eder.
·         Yeşil: Doğanın ve huzurun rengidir.

·         Kırmızı: Canlılık ve dinamizmin rengidir. Ataklık, azim ve kararlılığı ifade eder.
·         Sarı: En parlak ve dikkat çekici renktir. Neşe, zeka, incelik ve pratikliği ifade eder.
·         Mor: Asalet, lüks ve itibarın rengidir.
·         Pembe: Neşe, güven ve rahatlığı ifade eder.
·         Turuncu: Dışa dönük olmayı ve güveni temsil eder.
·         Lacivert: Sonsuzluk, otorite ve verimliliği ifade eder.
·         Kahverengi: Toprağın ve doğallığın rengidir.
Gri: Alçak gönüllülüğü ve dengeyi ifade eder.













12 Aralık 2013 Perşembe

Tasarımlarımız ve Felsefemiz...


Firma olarak muhafazakar genç hanımefendilere günün tesettür modasına uygun, zarif, şık ve özgün elbise ve tunik modelleri sunuyoruz.
"Felsefemiz; modern ve genç hanımefendilere günün modasına uygun elbise ve tunik koleksiyonu sunmaktır. Tasarımlarımızın zarif, şık ve özgün olması için çalışmaktayız. Tesettürlü Hanımefendilerin gardırobunda bulunmaktan mutluluk duyacağız."

6 Aralık 2013 Cuma

Ebru Sanatı..

Ebru sanatı nedir?

Ebru, kitreyle yoğunlaştırılmış su üstünde, özel hazırlamış boyalarla oluşturulan desenlerin kâğıt üzerine geçirilmesi yoluyla yapılan bir süsleme sanatıdır.
Ebru sanatının malzemeleri nelerdir?
1- Su: Kitre, denizkadayıfı, boy tohumu veya salep gibi suyun yoğunluğunu sağlayacak doğal maddeler ile karıştırılır. Su kireçsiz ise dinlendirilmiş musluk suyu olabilir. Eskiler yağmur suyu kullanırmış. Tercihen saf su kullanılmalıdır.
2- Toprak boya: Ebruda kullanılan boyalar eskiden doğada bulunan topraktan elde edilirmiş. Bu toprak ezilip, elekle elenip ve suda süzülerek kullanıma hazır hale getirilirmiş. Günümüzde ezilmeye hazır halde ya da ezilmiş toz boyalar kullanılmaktadır. Toprak boyalar mermer ve destiseng denilen el taşının yardımıyla ezilerek macun kıvamına getirilerek kullanılır.
3- Öd: Öd genellikle büyük baş hayvanların safrakesesinden elde edilir. Safrakeseleri delinir ve içindeki öd süzülerek bir kapta toplanır, benmari usulü kaynar suda 20 dakika bekletilir. Yüzeyde biriken köpük bir kaşık yardımıyla alınır. Bu işlem kötü bir kokuya neden olduğu için açık havada yapılması önerilir. Kalkan balığı ödü de kumlu-kıçıklı ebru yapımı için uygundur. Günümüzde resim malzemesi satılan yerlerde rafine öd bulunmaktadır.
4- Kitre: Ebru yapımında kullanılan suyun belli bir yoğunluğa sahip olması ve özel olarak hazırlanan boyayı üzerinde tutabilmesi gerekmektedir, her hangi bir suyla ebru yapılamaz. Ebrunun suyuna bu özelliği veren maddenin ismi kitredir. Kitre, Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgelerinde kırlarda yetişen yabani bir dikenin(geven) özsuyudur. Yerel halk, kırlarda geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atar, birkaç gün beklerler. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Kabuk şeklinde olan kitre aktarlarda satılmaktadır. Ebrunun suyu hazırlanırken saf suyun içine belli ölçülerde kitre konulur. Su, ağzı kapalı bir kapta bu şekilde bir süre bekletilir. Belli zaman aralıklarıyla mıncıklanarak eriyen kitre özünün dağıtılması gerekir. Suyun yeterli yoğunluğa ulaşmasından sonra, içinde kalan erimemiş kitre kalıntılarını ayırmak için, ebru suyu iyice süzülmelidir. Kitre ebru yapımında kullanılan, suyun belli bir yoğunlukta olması için suya karıştırılan maddelerden biridir. Ünlü Ebrucu Sacid Okyay ebru yapımında en iyi sonucu salep'in verdiğini ancak kitrenin daha ucuz olması sebebi ile kitre kullandığından bahseder.
5- Denizkadayıfı: Kitrenin hazır hale gelmesi yaklaşık 5-6 gün gerektiği için deniz kadayıfı denilen deniz yosunu kullanılabilir. Hazır toz halde satılır. 50 gr toza 5 lt saf su ilave edilerek topaklanma olmamasına dikkat edilerek mikserle veya kaşık ile karıştırılır. Bir saat içinde hava kabarcıkları yüzeye çıkıp patlayana kadar karıştırılır. Ve kullanıma hazır hale gelir.
6- At kılı ve Gül Dalı: Fırça yapımında kullanılan at kılları tercihen yaşlı atların kuyruklarından elde edilir. Yele kılları da kullanılmaktadır, ancak bu tür fırçalar kuyruk kılından yapılanlar kadar düzgün olmamaktadır. At kılı tercih edilmesinin nedenleri gözenekleri nedeniyle boyaların fırçadan bir vuruşta dökülmemesidir. Böylece tüm yüzeye eşit büyüklükte ve miktarda boya dökülebilir ve tabanı oluşturur. Fırçada gül dalı kullanılması; gül dalının esnek olması, kolay küf tutmaması nedeniyledir.

2 Aralık 2013 Pazartesi

Eşarp size nasıl hazır hale gelir?


İpek kumaş çeşitleri arasında en kıymetlisidir.Yumuşacık parlak dokusu,boyayı en iyi şekilde gösterir ve dokunulduğunda farkını hissettirir.Tarihi kaynaklara göre üretimi ilk olarak Çin'de gerçekleşen ipek,zamanla İtalya ve Fransa'da da ipek  dokumacılığı olarak önemli gelişmeler kaydetmiştir.
Bugün hala ipeğin merkezinde Çin olmasına karşın,ipek eşarp üretiminde en çok öne çıkan ülke Türkiyedir.

1 kilo ipek üretmek için 3500 ipek böceği gereklidir.İpek elde edebilmek için böcekler kozaları ördükten sonra henüz dışarıya çıkmadan bu kozaların haşlanması gerekiyor.Aksi halde böceğin kozadan çıktığı yerdeki delikten dolayı kesik lifler oluşuyor ve dokuma yapılamıyor.
Çok renkli eşarplar için 25 ayrı kalıp hazırlanıyor.Tasarımcılar tarafından desenler seçiliyor ve renklere ayrılıyor.Kalıbın üzerine tutulan su ile farklı desenler ortaya çıkıyor.
Desenlerin ortaya çıkmasından sonra boyanıp kurutma makinelerine atılıyor.
Yapılan en son işlem kalite kontrol görevlilerinin kontrolünden sonra eşarbı tek tek inceleyerek dokuması boyaması ya da herhangi bir yerinde hata olup olmadığını kontrol ediyorlar.